An itibariyle Avrupa basketbolu her ne kadar basketbol
kalitesi açısından soru işaretlerine sahip olsa da yarattığı hikayeler yıllarca
kulaktan kulağa yayılmaya devam edecek. Pazar akşamı belki de o hikayelerden en
epik olanını izleyeceğiz. İyi kariyerlerini, zor yolu seçtikten sonra efsane
statüsüne yükselten 2 isim. O efsane statüsünü 20 yıl arayla İstanbul’da
kazanan 2 isim ve daha önemlisi 21 Haziran 2010’dan beri birbiriyle hiç
konuşmayan 2 isim. Avrupa basketbolunun gördüğü en büyük koç Zeljko Obradovic
ile Avrupa’nın gördüğü en büyük winner Vassilis Spanoulis; yılların hesabını Pazar
günü, efsane statüsüne geçtikleri İstanbul’da kapatacaklar.
21 Haziran 2010 öncesi;
Zeljko’nun oyuncu olarak gayet tatmin edici bir kariyeri
vardı. 31 yaşında Partizan’ın oyun kurucusu olarak Yugoslavya Milli Takım
kampında olduğu sırada ona Partizan’ın koçluğu teklif edildi. Zeljko önündeki
Eurobasket ile koçluk fırsatı arasında bir tercih yapmak zorundaydı, koçluğu
seçti. Bunu Zeljko’dan başka yapacak kaç insan var kestirmek zor. Zeljko
devraldığı Partizan’ı yaş ortalaması 22’nin de altında olan bir kadro ile
İstanbul’da Euroleague şampiyonu yaptı. Hem de kimsenin şans tanımadığı bir
dönemde. Djordjevic’in son saniye basketi sadece Partizan’ı Avrupa’nın en büyük
kulübe yapmadı, Zeljko’yu da 32 yaşında bir efsaneye dönüştürdü. Daha sonra
Badalona ve Real Madrid ile madalya koleksiyonunu geliştiren Zeljko 1999
yılında, daha sonra 2. evi olarak göreceği Atina’ya gitti. 1999’da başlayan
serüven, 2000 yılında ilk meyvesini verdi. Euroleague finalinde Maccabi’yi
yenen Panathinaikos şampiyon oldu. 1 sezon sonra mevcut karışıklıklar yüzünden
Suproleague’de mücadele eden Panathinaikos bu sefer finalde Maccabi’ye
kaybetti. 1 sezon sonra ise Euroleague tarihinin en kaliteli finalinde Messina’nın
Bologna’sını yenerek madalya koleksiyonunu genişletti Zeljko. O yaz Bodiroga’yı
Barcelona’ya kaptıran Panathinaikos’ta duraklama dönemi başladı. Bodiroga’nın
Pesic ile Barcelona’yı ilk sezonunda şampiyon yapması, daha sonra Pesic’in
takımda istemediği Saras’ın Maccabi’ye geçmesi ve Gershon önderliğindeki Saras-Parker-Vujcic
üçlüsünün Avrupa’yı domine etmesi, Zeljko’yu her zaman gördüğümüz sahneden
uzaklaştırdı. Yerel ligde sürekli Panathinaikos dominasyonu vardı ama Avrupa’da
alıştığı günlerden uzaktaydı Panathinaikos. 2005/2006 sezonu öncesi gidişatı
değiştirmeye kararlı gözüken Panathinaikos; Maroussi ile Yunanistan Ligi’nde
adeta şov yapan 23 yaşındaki Vassilis Spanoulis ile anlaştı. Alvertis,
Tomasevic gibi veteranların yanına Diamantidis, Lakovic, Spanoulis gibi
potansiyelli ve enerjik kısaları monte eden Panathinaikos, TOP 8’in son maçında
Serkan Erdoğan’ı durduramadı ve TAU’ya elendi. Bu Obradovic’in TOP 8
kariyerindeki ilk ve hala tek seri mağlubiyeti. Bunun travması ağır oldu.
Taraftarın sevgilisi Lakovic, Final Four’un 2007 yılında OAKA’da yapılacağını
bilmesine rağmen takımdan ayrılıp Barcelona’ya gitti. Hem GATE 13 hem de Zeljko
Obradovic, Lakovic’i asla affetmedi. Aynı dönemde Spanoulis de takımdan ayrılıp
Houston ile NBA şansını denedi. Spanoulis’in NBA kariyerinden akılda kalan tek
şey Jeff Van Gundy ile olan efsane diyaloğuydu.
Spanoulis ‘’Koç ben Avrupa’nın T-MAC’iyim, bana daha fazla
süre vermen lazım.’’
Jeff Van Gundy ‘’Ben zaten gerçek Tracy Mcgrady’e sahibim.’’
Yaşanan önemli ayrılıklara rağmen Panathianikos, OAKA’da
Avrupa şampiyonu olmayı başardı. Obradovic 5 yıl sonra yine zirvedeydi ve bu
sefer yanında Bodiroga değil Diamantidis vardı. 2007/2008 sezonu öncesi
Spanoulis NBA kariyerini kısa kesip, Panathinaikos’a döndü. Hem de yanında
Avrupa basketbolunun en önemli guardlarından Sarunas Jasikevicius da onunla
birlikte geldi. İlk sezon büyük bir hayal kırıklığı oldu ve TOP 8 dahi
oynayamadan elendiler. 2008/2009 sezonu ise her anlamda muhteşemdi. 3 guardlı
sistemiyle Avrupa’da çığır açan Obradovic, dönemin süper gücü olan Messina’nın
CSKA’sını yenerek şampiyon olurken Vassilis Spanoulis ise Final Four’un en
değerli oyuncusu seçildi. 2009/2010 sezonu ise yine büyük bir hayal kırıklığına
sahne oldu. TOP16’da Navarrolu Barcelona ve Vujosevic’in Partizan’ı ile aynı
gruba düşen Panathinaikos yine erken havlu attı. Ancak bu süreçte Panathinaikos’un
ligdeki dominasyonu sürekli kupalarla taçlandı. 2010 yazında serbest kalacak
Spanoulis’e 3 yıllık gayet yüklü bir kontrat teklif etti Panathinaikos.
Taraflar kontratın kusursuz olduğuna emindi ancak 21 Haziran 2010’da Spanoulis
son prosedürleri düşünmek için kardeşinin düğününden sonra 2-3 güne ihtiyacı
olduğunu söyledi Obradovic’e. Hikayenin 21 Haziran 2010’a kadar ait olan kısmı
daha çok Zeljko Obradovic ve başarılarıyla ilgiliydi. 21 Haziran 2010 sonrası
ise Avrupa basketbolunun kaderini başka biri çizmeye başladı.
21 Haziran 2010 sonrası:
Obradovic’in beklediği telefon bir türlü gelmedi.
Panathinaikos’ta aradığı duygusal ortamı bir türlü bulamayan Spanoulis;
menajerinin de etkisiyle bir başka Yunan devi Olympiacos’a transfer oldu.
GATE13 ve Obradovic; Lakovic’ten sonra yine ihanete uğramıştı. Spanoulis ise 10
yılı aşkın süredir yaptığı tonla harcamaya karşın ligi ya da Euroleague’i
kazanamayan bir rakibe gitmeyi tercih etmişti. İlk sezonda yani 2010/2011
sezonunda Olympiacos ağır favori olarak girdiği seride Siena’ya elenirken,
Obradovic ve Diamantidis müzeye bir Euroleague kupası daha ekledi. Spanoulis
tamamen kaybeden pozisyonunda gözüküyordu ancak işler sonraki sezon tersine
döndü. İstanbul’da tarihin en güçlü CSKA Moskova’sını mağlup eden Olympiacos
şampiyonluğa ulaştı. 1997’de David Rivers’ın getirdiği şampiyonluktan sonra bir
ilkti bu. Aynı sezon ligi de alan Olympiacos 15 yıl sonra ilk defa iki kupayı
kazanmış oldu. O sezon sonunda Zeljko, Panathinaikos’tan ayrıldı. Spanoulis ise
Londra’daki finalde 2. yarı Real Madrid potasına 22 sayı atarak arka arkaya 2. şampiyonluğunu
kazanmış oldu. Panathinaikos’tan ayrılıp Olympiacos’a gittiği ilk sezon
karakterinden şüphe edilen Spanoulis, bir anda kıta basketbolundaki tüm
dengeleri değiştiren adam oldu. 2013/2014 sezonunda Zeljko, Fenerbahçe ile
anlaştı. Her ikisi için de can sıkıcı bir sezon oldu. 2014/2015 sezonunda
ikilinin yolları bu sefer Madrid’deki final four’da kesişti. Spanoulis 2.’likle
yetinirken, Zeljko 4. olarak tamamladı hafta sonunu. 2016’da ise Spanoulis TOP
8 bile yapamazken Zeljko özlediği Euroleague kupasını sadece 1 box out ile
kaçırdı. Kader onları 21 Mayıs 2017’de, efsane oldukları yerde yani İstanbul’da
karşı karşıya getiriyor. 21 Haziran 2010’dan beri beklenen o telefon çağrısının
hesabı da PAZAR akşamı görülecek. Bakalım bu hesabı yıllarca Olympiacos’u
yenerek kupa kazanan Obradovic mi yoksa Olympiacos’a geçişiyle beraber;
Obradovic’in Panathinakios’ta kurduğu hanedanlığı yıkan Spanoulis mi
söyleyecek. Sarunas Jasikevicius’un dediği gibi ‘’Asla Zeljko Obradovic’e karşı
bahis yapmamalısınız.’’ Ancak eğer biri bu deliliği yaparsa emin olun o isim
Spanoulis’ten başkası değildir. SAKAL eğer 21 Mayıs akşamı kazanırsa, hem Avrupa
basketbol tarihinde Obradovic’e karşı bahis yapıp kazanan tek oyuncu hem de
Euroleague tarihinin gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu olacak. Artık söz 1992,
2005 ve 2012’de kupayı gönlünden geçen tarafa hediye eden, iki tarafın da
kariyerini şekillendiren İstanbul’un.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder